Saturday, August 10, 2013

Etnik kimlik üzerine oynanan oyun

Etnik kimlik, temelde, başta dil ve dini inanç olmak üzere, töre, gelenek ve benzeri öğelerin belirlediği kültürel bir olgudur. Etnik kimliği; kişinin içine doğduğu ailenin, içinde yetiştiği çevrenin, kültürel değerleri, ailenin ve çevrenin kimlik olrak "kendine bakışı" (emik) belirler. Dolayısı ile, etnik kimlik, doğuştan kazanılan bir nitelik, genetik, biyolojik ve ırksal bir özellik değildir. Bu şekilde yaklaşmak, bilimsel gerçeklikle örtüşmez. Emik bakış, kişinin kendini kim ve ne olarak gördüğüdür. Bireysel hak ve özgürlüklerin önem kazandığı günümüzde, emik bakış açısı önemlidir. Emik bakış dil ve dinden ziyade kişinin kendi kabulüne dayanan bir belirleyicidir. Etik bakış ise dışarıdan bakış açısıdır. Genelleme aracılığı ile yapılan tanım, resmi bir görüş halini alarak devletlerin etniklik politikalarını oluşturur. Temel olarak bilimsellikten uzak olan bu yaklaşım, devlet eli ile yapılacak bir çok yanlışı da beraberinde getirir. Etnolojik olarak üst kimlik aynı kökene sahip alt grupların ortak kimliğidir. Örneğin, Çeçen, Ubık, Osset, Dağıstan gibi alt grupların üst kimliği Çerkesliktir. Siyasi anlamda üst kimlik ise, farklı etnik grupların vatandaşlık bilinci ile benimsediği temsili ulusal kimliktir. T.C. Anayasa'sı madde 66'daki tanıma göre; Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlanan herkes, Türk'tür. Günümüzde bir çok ülke farklı etnik grupların bir araya gelmesi ile ve genel olarak coğrafi bir aidiyetten ziyade, kurucu egemen unsurun kimliğine bağlılık ile kurulmuştur. Bu kabüller ile Almanya'lı, Fransa'lı ya da Türkiye'li olunamaz. Emik bakış açısına göre farklı bir etnik gruba bağlı olunsa da kendine Fransız, alman ya da Türk denildiğinde bu kimlik bir üst kimlik olmaktan çıkarak , asli kimliğe dönüşür. Şu an ülkemizde açılım adı altında gerçekleşen ve barış adına oluşturulan süreçte; olumlu yönler dışında bilimsel olmayan ya da farklı amaçlara hizmet eden oluşumlar da mevcuttur. Şöyle ki; Kürt etnik kimliğine sahip olup da Türk'üm diyen ve Türk'lüğü asli kimliği kabul eden kesim dışlanmaktadır. Ayrıca ortak dil ve din nedeni ile kaynaşması daha kolay olabilecek grupları ayrıştırmak adına; Zerdüştlük dini vurgusu ve Kürtçe hassasiyeti bazen aşırı derecede ön plana getirilmektedir. Gerçek anlamda bir barış ve kardeşlik oluşabilmesi için mevcut üniter yapının dağıtılması ya da etnik Kürt kimliğinin zorlama ve gerçekten uzak şekilde Türk üst kimliği altına yamanmaya çalışılması yanlıştır. Türk kimliği hiç bir zaman Kürt kimliği için bir üst kimlik olamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Türk'lük ya bahsedildiği gibi asli kimliğe dönüşür ya da uzlaşma ortamında Kürt etnik kimliği tanınarak ortak bir vatandaşlık üzerinden siyasi kimliğe bürünülür. temel olarak T.C. tarihinde Kürt etnik grubuna yapılan yanlış yaklaşım; devletin etik bakış açısı nedeni ile oluşturduğu ötekileştirmeden kaynaklanmıştır. Etik bakış açısı ile yanlış politikalar uygulanmış ve bu durum etnik farklılaştırmayı uç noktalara taşımıştır. Bu konuda yapılan yanlışlar kabule edilmeli ve telafi yoluna gidilmelidir. Öte yandan, hiç bir neden ile T.C. üniter yapısı bozularak, etnik kökenli bir bölünme tarafların red etmesi gereken bir durumdur. Bu şekillde planlı ve zorlama bir oluşum bence emik bakışa yani kişisel özgürlüklere bir darbedir ve arkasında başka amaçlar olduğu açıktır. Devlet kişilere etik bakış açısı ile sıfatlar koyarak, ötekileştirme politikalarından vaz geçtiği gün, siyasal kimlik altında yaşamak bence hiç zor olmayacaktır. Aynı şekilde etnik olarak parçalanma yaşamış hiç bir ülkede sonuçlar tatmin edici bir başarı olmamıştır.