Brilliance of the Seas gemisi ile Ege Gezisi notları 2 ...Her sabah başka limanda uyanmak

Uğradığınız limanlar ve adalarda gördükleriniz adadaki yapılanma ve insan manzaraları nasıldı?

Saat 22.00 sularında muhteşem bir havi fişek gösterisi ile İstanbul’un ışıkları gözden uzaklaşırken güvertedeki eğlenceye katıldık. Kokteyl ve dansla denize açılmayı kutladık. Bütün gece süren yolculukta ne bir sallantı nede bir gürültü vardı.Sanki yüzen bir adada muhteşem bir otelde idik.Yolculuğumuzun ilk günü denizde geçtikten sonra ilk limana sabah 7.30 da Akdeniz’in mavi suları içinde Yunanistan’ın en davetkar yerlerinden biri olan Mykonos Adasına demir attık.
Yunan mitolojisine göre burası Herkül’ün devleri öldürdüğü yer. Adanın etrafını çevreleyen büyük kayalıkların bu devlerin taşlaşmış gövdeleri olduğu söylenmektedir. Mükellef bir kahvaltı ettikten sonra saat 10.00da 'mecburi yolcu toplanma tatbikatı' yaptık. Odadaki TV'den sürekli tatbikat eğitimi veriliyordu zaten. Dolabın içinden can yeleklerimizi alarak bizim gitmemiz gereken 6.güverteye gittik. Can yeleklerimizi takarak eğitimi aldık. Tabi herkes gırgır şamata yaptı... Tatbikat sonrası sea pass kartlarımızı alarak gemiden ayrıldık. Gemiye dönüş saat 22.00 eğer dönmezseniz pasaportunuzu bırakıp gemi limandan ayrılıyormuş. Her sabah başka bir limanda uyanmak, çok güzel bir duygu...

Yüzen dev bir adada bir oteldesiniz ve her sabah başka bir limanda uyanıyorsunuz.

Mykonos Yunan adalarının içinde en çok ziyaret edilen adaların başında geliyormuş.

Özellikle dünya jet sosyetesinin müdavimi olduğu adada sınırsız eğlence ve sınırsız alışveriş imkânı olduğu için pahalı. Bu nedenle alışverişlerimizi Santorini Adasına saklıyoruz. Zamanımız kısıtlı olduğu plajlara gitmek yerine şehri turlamayı tercih ettik. Bembeyaz badanalı evler, rengarenk kapıları, balkonlardan sarkan begonvil ve sardunyalarla rıhtımda yan yana dizilmiş yel değirmenleri ile ışıl ışıl kuyumcu dükkanları ile görülmeye değerdi Mykonos...

3.günün sabahı Santorini limanında uyandık.

Santorini volkanik püskürtmeler sonucu, denize dik siyah kayalardan oluşan uçurumlarla kaplı bir ada. Merkeze çıkabilmek için, teleferik katırlar ve dik merdivenler var. Adanın denizden görünüşü harika. Adayı turlamak için motosiklet veya araba kiralamak mümkün.

Biz otobüsle gezmeyi tercih ettik. Santorini bir zamanlar çok büyük bir ada imiş (Thera).

4-5 tane volkanik dağ varmış. M.Ö 1400 yıllarında büyük bir volkanik patlama olmuş ve adanın ortaları suların altında kalmış. Böylece kocaman Thera adası 4-5 tane irili ufaklı adadan oluşan bir takım adaya dönüşmüş. Sonraları bu adalardan en büyüğü olanında medeniyet ilerlemiş ve Hıristiyanlık döneminde Aziz İroni'ye ithafen adaya Santorini adı verilmiş. Santorini'nin hemen batısındaki adanın adı hala Thera ve üzerinde aktif bir volkan var. Her gün tekneler dolusu turist volkanı görmek için Thera'ya gidiyorlar. Bize volkanı uzaktan Santorini tepesinden seyretmek daha cazip geldi. Neme lazım patlar matlarJ

Santorini ayrıca şarapları ile de ünlü. Santorini'de genelde her şey mavi. Beyaz badanalı parlement mavisi kapı ve pencereleri kubbeli yapı tarzı ise karakteristik özelliklerinden en önemlisi. Dünyanın en meşhur günbatımı manzarası adanın en kuzeyinde bulunan Oia'da bir Kafede oturuyoruz. Her milletten, her renkten insanla güneş batarken Santorini'nin gerçek ruhunu hafızalarımıza kazıyoruz.

4.gün Kuşadası’ndayız. Bir başkadır benim memleketim...
Efes'in giriş kapısı. Cleopatra, Markus Antonius, Meryem Ana ve Aziz John'a ev sahipliği yapmış bir kent. Turistlerin çoğu Artemis tapınağı ve Meryem Ana'nın evini ziyaret ederken, bir kısmı da plajlara, kasaba ve köy turlarına katıldı.
5.gün denizde geçti. Geminin tüm imkânlarından faydalandık. Karaoke şarkılar söyledik. Muhteşem Kabare şovlar izledik. Diskosunda Türk şarkılarıyla herkesi coşturduk. Bir çok ülkenin insanı ile tek yürek olduk...
6.gün İstanbul'a varış. Bir rüyadan uyanış ve eve gitme vakti.
Çok keyifli bir seyahat geçirdiğiniz anlaşılıyor. Bir sonraki seyahatin nereye olmasını isterdiniz? Sardunya veya Kanarya adaları olabilir.