Friday, December 2, 2011

Demokrasi, ah demokrasi

44 yaşındayım ya da 45; sayma şekline bağlı.  Türk’üm.  Türkiye’de doğdum.  Bunu neden vurgulamak istediğimi merak ederseniz; çok basit, ne dağılan bir kominizmden geldim, ne Afrika’nın sivil ya da askeri cuntalarından ne de çin’den İran’dan.  Demokrasiye doğdum ve acılı ya da aksak demokrasiye büyüdüm.  O nedenle çok iyi bilirim ne denli kaypaktır demokrasi ve ne denli zordur sahip olması.
Demokrasi çok hassas bir kantartır.  Topuzu biraz kaysa tekrar iflah olmaz.  Demokrasi komiktir.  1982′de %98 ıle kabul ettiğini 2010′da %52 ile red eder.  Çok zorlar iseniz azınlıklar yaratır.  Ve sonra o azınlığı mutlu etmek için çoğunluğu ağlatmak zorunda kalırsınız.  Demokrasi kaygan zemindir.  Sokak kıyafetini simgeleştirirseniz; kaybedilen bir demokratik hakka dönüştürür.  Ve bir bakarsınız çok doğal bir hakkı kullanmak için kavga eder olmuşsunuz.
Demokrasi terstir, acımasızdır.  Bir bakarsınız 3 madde için kafalar kestirir; bir bakarsınız kapalı kapılar ardında herşey değişir.  Demokrasi çelişiktir.  Yıllar öncesinde mahkum edilenler bir bakarsınız başa geçer.  Demokrasi utanır geçmişten.  Ama sonra görürsünüz ki o demokrasinin yeni hali gazetecileri, öğretim üyelerini parmaklıkların ardına koyuverir.
Demokrasiler de tek çözüm, tek yargı yoktur.  Her an şaşırtır sizi.  Bir zamanlar idam eder, başka zaman anıtlar diker.  Demokrasi çok değişkendir, takip edemezsin.  Bir bakarsın sol yumruk havadadır alkışlanır, bir bakarsın sağ yumruk o da alkışlanır; sonrası işaret parmağı havaya kalkar o da alkışlanır.  Demokrasi balık hafızalıdır.  Neden mi? Bir an gelir o alkışlananları içeri atar da; ondan.
Demokrasi temsilidir.  O kadar temsilidir ki; komedi mi, trajedi mi anlayamazsınız.  Demokrasi daha özgür ve uygar bir yaşam için çoğunluğun tüm hak ve özgürlüklerini seçilen bir azınlığa devretmesidir.  Kısaca demokrasi çelişkidir.  Zira pişman olsanız da devrettiğinizi geri alamazsınız.  Demokrasi halkı korumak içindir.  Polis ve asker de demokrasiyi korumak için.  Ne yaman bir çelişkidir ki koruyan ile korunan sık, sık karşı, karşıya gelir.  Sonuçta koruyucu kazanır tabi olarak yani demokrasi kazanır.  Am gel gör ki analara anlatmak zordur; onları özgür, refah ve aydın kılması gereken demokrasinin neden ayırdığını çocuklarından.
Ama en önemlisi demokrasi büyük bir servettir.  Ve bu servet ancak kazanılır ise değeri bilinir.  Eğer tepside sunulmuşsa anlaşılmaz değeri.   Aslında hiçbir şeyi anlaşılmaz. Ve demokrasi sadece bir kağıda mühür basmak olarak algılanır.  Zira algılama geçmişte gizlidir.  Nasılsa çıkar bir Mustafa Kemal ve geri verir bize demokrasimizi.  Ama malesef en naif tabiri ile papaz her zaman pilav yemez.  Bazen demokrasi halkını yiyiverir; ne olduğunu anlamadan.

No comments:

Post a Comment